SORUMLULUĞU AKSİYONA DÖNÜŞTÜRMELİYİZ
TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Kurumsal Sürdürülebilirlik Elçisi Mazars Denge CEO’su İzel Levi Coşkun, iklim krizinin yanı sıra su krizi, okyanusların kirlenmesi, biyoçeşitlilik kaybı, sosyal eşitsizlikler gibi çok sayıda sorun olduğunu belirterek, “Bireysel olarak da işletme olarak da bir farkındalıkla başlayıp bu farkındalığı bir sorumluluğa dönüştürmeli, sorumluluktan da aksiyona geçtiğimiz bir modelde hareket etmeliyiz” dedi.
10 ÜLKEDEN 9’UNDA GERİLEME VAR
UNDP Türkiye Kapsayıcı ve Sürdürülebilir Büyüme Portföy Yöneticisi Pelin Rodoplu, Birleşmiş Milletler’in insani gelişim raporuna göre son iki yıldır gerileme yaşandığını kaydetti. Rodoplu, “Her yıl yayınladığımız insani gelişim raporunda aslında insanlık için, dünyamızın geleceği için hedeflediğimiz gelişmeyi sağlayıp sağlamadığımıza bakıyoruz. Maalesef son iki yıldır endeks 2016 yılına dönüldüğünü gösteriyor. 10 ülkeden 9’unda bir gerileme söz konusu. Tabi ki hepimizin hem kurumlar hem de bireyler olarak yapabileceği şeyler var. Sürdürülebilirlik gündemi bundan sonra hep yanımızda olacak. Ama bunu nasıl içselleştireceğiz, kurumun tüm süreçlerine nasıl yedireceğiz, bunun yanında bireysel olarak sorumluluklarımızı nasıl yerine getireceğimiz de önemli noktalardan biri” diye konuştu.
İŞLETMELER NASIL BİR YOL İZLEYECEK?
Bureau Veritas Türkiye Sürdürülebilirlik Müdürü Egemen Belet, sertifikasyon konusunda beklentileri ve bu süreçte işletmelerin nasıl bir yol izleneceğini anlattı. Türkiye Sürdürülebilir Turizm Programı’na göre isteyen tesislerin kademeli olarak belge alabileceğini anlatan Belet, istenen 42 kriterin tamamının sağlandığı durumlarda turizm sertifikasının alınabileceğini söyledi. Belet, “Türkiye’de yaklaşık 20-22 bin turizm tesisi var. Bunların bir anda sertifika alması mümkün değil. Özellikle küçük otellerimizin buna hazır olması zaman alacaktır. Eğer firmalar bu kriterlerin 14’üne uygunluk sağlarsa, birinci aşama sertifikası alabilecek. Tüm tesisler için 2023 yılı sonuna kadar bu zorunlu. 29 kriter ile yüzde 70 uygunluk sağlandığında ikinci aşama sertifika alınabilecek. Bununla ilgili herhangi bir tarih açıklanmasa da biz 2025 sonu olacağını öngörüyoruz. 2030 yılına kadar Türkiye’deki tüm tesislerin yüzde 100 uygunluk belgesi alması zorunlu olacak” dedi.
200 BİN İNSANIN HAYATINA DOKUNDULAR
Grup olarak yürüttükleri “Gelecek Turizmde” programı hakkında bilgi veren Anadolu Efes Kurumsal İletişim ve İlişkiler Direktörü Selda Susal, “sosyal fayda projelerini çok önemsiyoruz. Bunlar aracılığıyla toplumsal değer ve sosyal etki yaratmaya odaklanıyoruz. Çeşitli odak alanlarımız var. Yaklaşık 40 yıldır sürdürülebilir tarım için çalışmalar yapıyoruz. Kültür-sanat, spor projelerimiz var. 2007 yılından bu yana da Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ‘Gelecek Turizmde’ programını yürütüyoruz. Bu programla Türkiye’de deniz, kum, güneş turizm anlayışını genişletmek, sürdürülebilir turizm modelini yerel kalkınmaya katkı sunacak bir araç haline getirmeyi amaçlıyoruz. Bu bağlamda 15 yılda 22 girişimi destekledik, 10 ayrı turizm rotasını hayata geçirdik. 2 milyon dolarlık bir yatırımla, yaklaşık 200 bin insanın hayatına dokunduk. 7 binden fazla insanımıza sürdürülebilir turizm eğitimleri verdik. 600 STK ve 23 üniversiteyle iş birliği yaptık. Bu projelerle bugüne kadar 16 ulusal ve uluslararası ödül aldık. Projelerimiz 3 yıl üst üste Avrupa’nın en beğenilen sosyal projeleri oldu” diye konuştu.