HAFİFE ALAMAYIZ
ESİAD Ekonomi, Finans ve Maliye Yuvarlak Masa Başkanı Muhittin Bilget, karbon düzenlemesinin Türkiye için büyük önem taşıdığını belirterek, “tedbir almazsak ihracatımızın ne kadar azalabileceğini gördük. Yüzde 23-25’lere varan kayıplardan söz ediliyor. Dolayısıyla bunu hafife alma şansımız yok. ESİAD olarak toplamda 20 milyar dolar civarında cirosu olan, Ege’nin en büyüklerinin oluşturduğu iş insanları topluluğuyuz. İçimizde her sektör var. Kamuyla iş birliğine ve ülkemizin bu işten en az hasarla çıkması için elimizden geleni yapmaya hazırız” dedi. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Abdüssamed Karadavut da sınırda karbon düzenlemesinin AB’ye olan ihracatımızı yakından ilgilendirdiğini, bu mekanizmanın AB dışındaki ülkelerde yer alan karbon yoğun sektörleri temiz enerjili üretim modellerine geçmeye zorladığını ifade etti.
ÖNLEM ALINMAZSA İHRACATIMIZ DÜŞER
Ticaret Bakanlığı Uluslararası Anlaşmalar ve Avrupa Birliği Genel Müdür Yardımcısı Bahar Güçlü, yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verdi. Uluslararası ticarette ilk kez böyle bir uygulamaya geçileceğini söyleyen Güçlü, ihracatının yüzde 40’ını AB’ye gerçekleştiren Türkiye için konunun büyük önem taşıdığını ifade etti. Güçlü, “bizim için önemli, çünkü ihracatımızın yüzde 40’ını AB’ye gerçekleştiriyoruz. Sınırda karbon düzenlemesinin bizim ihracatımıza ne gibi etkisi olacağına dair biri Dünya Bankası’nın, diğeri ülkemizdeki akademisyenlerin hazırladığı iki çalışma var. Her iki çalışmada da gerekli önlemler alınmadığı takdirde bazı sektörlerde ihracatımızın yüzde 23’e kadar düşebileceği öngörülüyor. Eğer Türkiye, kendi karbon fiyatlama sistemini kurar ve buradan elde edilen gelirler yeşil yatırımlara dönerse, işte o zaman tüm sektörlerde ihracat artışlarının yakalanabileceği belirtiliyor” dedi.
KİRLETEN ÖDER
Yeni düzenlemede, ithal edilen malın karbon içeriğine göre bir karbon fiyatlandırması yapılmasının hedeflendiğini dile getiren Bahar Güçlü, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sınırda karbon düzenlemesi aslında bir kirleten öder sistemi. Bu sistem, 1 Ekim’de raporlama yükümlülüğü ile başlayacak. İlk aşamada ithalatçının, ithal ettiği ürünün içerdiği gömülü emisyonları raporlaması gerekecek. Geçiş dönemi sona erdikten sonra, 1 Ocak 2026’dan itibaren raporlanan emisyonların doğrulanması ve mali yükümlülüğün yansıtılması öngörülüyor. Bu sistemden muaf olmak için ya AB emisyon sistemini aynen uygulamak ya da emisyon ticaret sistemini AB ile bağlantılandırmak gerekiyor. Öte yandan AB’nin döngüsel ekonomi eylem planı kapsamında başlattığı sürdürülebilir ürün inisiyatifi var. Burada hemen her sektörün sürdürülebilir standartlar çerçevesinde gözden geçirilmesi öngörülüyor.”
81 EYLEM VAR
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi ve Teknoloji Uzmanı Damla Sağlam Şatır da Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde öncelikli sektörler hakkında bilgi verdi. AB’deki gelişmeler ışığında Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda ulusal bir eylem planı hazırlandığını kaydeden Şatır, “bu planda 9 başlık altında 81 eylem var. Bakanlığımız 12 eylemden sorumlu. Genel Müdürlüğümüz de 1 eylemden sorumlu olarak yer alıyor. Ayrıca Yeşil Mutabakat Eylem Planı çalışma grupları ve bunların altında da ihtisas çalışma gruplarımızı oluşturduk. Bir başka projemiz de sanayide yeşil dönüşüm projesi. Bu projeyi Dünya Bankası desteğiyle hayata geçiriyoruz. Toplam bütçe 450 milyon dolar. Bu bütçenin 250 milyon dolarlık bölümü KOBİ’lerin yeşil dönüşüm faaliyetlerine, 175 milyon dolarlık bölümü yeşil inovasyon faaliyetlerinde bulunan firmalara kredi olarak kullandırılacak. 24 milyon dolarlık kaynak da teknik destek olarak verilecek” diye konuştu.