Ege Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (ESİAD), Sanayi Kalkınma ve Yatırım Ortamı Yuvarlak Masası’nın katkılarıyla “Yenilenebilir Enerji’de Depolama Sorunları” konulu toplantı çevrim içi olarak gerçekleştirildi.
Moderatörlüğünü TPI Composites Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Kıdemli Başkan Yardımcısı, ESİAD Sanayi ve Yatırım Ortamı Yuvarlak Masa Üyesi Gökhan Serdar’ın yaptığı toplantıya, GDZ Elektrik Dağıtım Planlama ve Teknoloji Direktörü Necati Ergin, Kontrolmatik Teknoloji İş Geliştirme ve Pazarlama Müdürü Osman Çotuker ve TDinamik Enerji Depolama Direktörü Doç. Muhsin Mazman konuşmacı olarak katıldı.
Toplantının videosunu aşağıdan izleyebilirsiniz.
Toplantının açılışında konuşan ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, Uluslararası Enerji Ajansının son raporuna göre Türkiye’nin 2027 yılında yenilenebilir enerji kapasitesinde Dünya’nın onuncu ülkesi haline gelmesinin tahmin edildiğini söyledi. Zorlu, tüm dünyada giderek artan bir enerji sorunu olduğunu ifade ederek, yenilenebilir enerjide depolamanın son derece önemli hale geldiğini vurguladı. Fosil enerji kaynaklarının tükenmekte olduğunu, buna karşılık hızla artan nüfus, sanayileşme, büyüyen kentler ile daha fazla enerji ihtiyacının doğduğunu hatırlatan ESİAD Başkanı Zorlu, “tüm bunlardan daha önemlisi iklim krizi karşısında sera gazı emisyonlarının azaltılması da gerekiyor. Tüm bu unsurlar bir araya geldiğinde yenilenebilir enerji kaynaklarının önemi daha da artıyor” dedi.
Enerji talebi en hızlı artan ülkeler arasında Türkiye’nin de olduğunu vurgulayan Sibel Zorlu, “sürdürülebilir, güvenli ve hesaplı enerjiye ulaşılmasında yenilenebilir enerji anahtar unsur. ESİAD olarak sanayimizin geleceği ve uluslararası rekabet gücümüz açısından yenilenebilir enerji konusuna özel önem veriyoruz” dedi. 2022 yıl sonu itibariyle Türkiye’nin elektrikte toplam kurulu gücünün yüzde 54,3’ünü yenilebilir enerji kaynakları oluştuğuna işaret eden Zorlu, “bunun yüzde 20,1’lik kısmı güneş ve rüzgar enerjisi oluşturuyor. Ülkemizin ve özellikle bölgemizin coğrafi ve ekolojik özelliklerini düşünürsek önemli avantajlarımız var” diye konuştu.
2027 yılı itibariyle Avrupa’da dördüncü, dünyada ise Çin, ABD, Hindistan, Almanya, Brezilya, İspanya, Japonya, Avusturalya ve Birleşik Krallık ardından en yüksek yenilenebilir enerji kapasitesine sahip onuncu ülke olması beklendiğine dikkat çeken Sibel Zorlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Önümüzdeki dönemlerde yenilenebilir enerji üretiminin ve tüketicilerinin aynı zamanda üretici olduğu elektrik sistemlerinin daha da yaygınlaşacağını söylemek mümkün. Ancak yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminde en büyük sorun anlık üretim tahmininin zor olması ve tüm kaynakların istendiği an hazır olmaması. Bu noktada depolama konusunun önemi ortaya çıkıyor. Mevzuatımızda elektrik piyasalarına yönelik çıkarılan yeni yönetmelikler ve kararlar bu anlamda çeşitli imkanlar sağlıyor.”
Ergin: Depolama ve yenilenebilir enerji çalışmalarımız sürüyor
GDZ Elektrik Dağıtım Planlama ve Teknoloji Direktörü Necati Ergin, Z ve hatta Alfa kuşağının tüm zorluklar karşısında “neden olmasın” diyerek aslında ilerleyişin formülünü verdiğini ifade etti. 2050 yılında karbon nötr hedeflerinin mevcut olduğuna dikkat çeken Ergin, “temiz enerjiye yönelmek mecburiyetindeyiz. Türkiye’de elektrik enerjisine talep, dünyayla paralel bir şekilde artıyor” dedi. Elektriğin üretimi, dağıtımı ve iletiminde yeni tesisler ve ihtiyaçlar hasıl olduğuna dikkat çeken Ergin, “şarj istasyonları, dağıtım istasyonları ve bugünkü konumuz olan depolama da gündemimize girdi. Bunlara yönelik çözüm ve analizler yapıyoruz” dedi. 65 bin kilometrelik bir hat uzunluğu ile İzmir ve Manisa’da hizmet verdiklerini hatırlatan Ergin, “hem evsel hem de ticari alanda çatı GES’ler çok yaygınlaşmaya başladı. GES’lere ek olarak depolama, çok uygun hibrid çözüm olabilir. Biz de bunlara odaklanmayı sürdürüyoruz” diye konuştu.
Çotuker: Türkiye önemli bir üretim merkezi olabilir
Kontrolmatik Teknolojik İş Geliştirme ve Pazarlama Müdürü Osman Çotuker de 2016 yılından beri depolama alanına yönelik yatırımlar yaptıklarını söyledi. Fosil yakıtlı enerji santralleri ile enerjinin üretildiği yerde tüketildiğini hatırlatan Çotuker, “artık enerji taşınarak tüketilmeye başlandı. Yenilenebilir enerji santrallerinin artmasıyla enerji depolama da son derece önemli hale geldi” dedi. 3 tip elektrik depolama olduğunu söyleyen Çotuker, “elektriksel, mekanik ve elektrokimyasal olarak enerji depolama yapılıyor. Kontrolmatik olarak 2020 yılında LFP dediğimiz lityum demirfosfat enerji depolamaya yönelik yatırıma karar verdik” dedi. Depolama tiplerinin avantaj ve dezavantajlarını anlatan Çotuker, “birim alan içerisinde daha fazla enerji depolayabilecekken çevrim ömrü daha düşük olabiliyor. Bu nasıl bir avantaj sağlıyor, otomobillerde ağırlığı azaltma imkanı veriyor. Ancak LFP’de ise çevrim ömürleri 10 yıl üzerinde kullanım ömrü verirken, depolama için daha fazla alan istiyor. Santraller yanında bunlar kurulduğu zaman yer sıkıntısı olmadığı için daha çok tercih ediliyor” diye konuştu. Dünyada lityum iyon pil ve LFP pil pazarının büyüdüğüne dikkat çeken Çotuker, “Türkiye’de buna uygun yatırımlar görülüyor. Lityum iyon pil yatırımları da yapılıyor, Avrupa’ya yakın oluşumuz nedeniyle bu yatırımlar çok önemli” diye konuştu.
Mazman: Son düzenlemelerle mevzuat gelişti
TDinamik Enerji Depolama Direktörü Doç. Muhsin Mazman, mevzuata yönelik bilgilendirmeler yaptı. Ak-taş Dış Ticaret’in enerji grubu olduklarını söyleyen Mazman, Türkiye’de ve yurtdışında santralleri olduğunu, ev tipi ve endüstriyel çözümler sunduklarını belirtti. Üretimde, iletimde ve dağıtımda depolamaya ihtiyaç olduğunu söyleyen Mazman, “Türkiye yenilenebilir enerjide önemli bir atılım içinde. Türkiye’de ev tipinden ziyade şebeke ayarında büyük yatırımlar söz konusu. Şebeke işletmecisi, müstakil depolama, tüketim tesisine bütünleşik ve üretimde bütünleşik depolama sistemleri son çıkan düzenlemelerle mevzuatımıza girdi. Bu anlamda hem yatırım hem de kendi tesisiniz için yenilenebilir enerji yatırımı yapmanız mümkün” diye konuştu.