ARARAT: “Cinsiyet Uçurumu Endeksi’nde Türkiye diplerde”
Global Compact Türkiye, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu Eş Başkanı Prof. Dr. Melsa ARARAT, kendisinin akademisyen olduğunu ancak bu toplantıya bir kadın aktivist olarak katılmayı uygun gördüğünü söyledi. BM Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin (Global Compact) 1999 yılında Kofi Annan’ın bir çağrısı ile ortaya çıktığını söyleyen Ararat, “O zaman 40 kadar küresel şirket, BM ile birlikte çevre, yolsuzlukla mücadele, toplumsal cinsiyet eşitliği gibi 10 evrensel ilke üzerinde mutabık kaldılar. Bugün 15 binin üzerinde şirket dünyada bu ilkeler çerçevesinde ilişkilerini, faaliyetlerini yürütüyorlar” dedi.
BM Küresel Sözleşme Türkiye Ağı’nın 259 şirket ile önemli bir ağ olduğunu ifade eden Ararat, “Çeşitlilik, kapsayıcılık, sürdürülebilir finans, toplumsal cinsiyet eşitliği ve inovasyonu temel çalışma alanları olarak belirtebilirim” dedi. “Toplumsal cinsiyet eşitliği Küresel Sözleşme ilkelerinin önemli bir ayağını teşkil ediyor. Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Endeksi’nde Türkiye’nin 156 ülke arasında 133. sırada bulunması son derece kötü bir karne. Yönetime katılımda kadının rolünü belirleyen alt endekste ise Türkiye 136. sıradan 140’a geriledi” dedi.
Pandemide ev işi ve bakım yükünün kadınlara yüklendiğini söyleyen ARARAT, “Zaten kadın çalışan sayısı azken pandemi ile kadınlar daha çok eve mahkum edildiler” dedi. Kadınların karar organlarında temsilinin gerilemesinin sürpriz olmadığına dikkat çeken ARARAT, “Bu resmin altında bilinçli veya bilinçsiz bir ayrımcılığın olduğundan şüphe yok” dedi.
ACUNER: “Kadınlar eve hapsedilmek isteniyor”
Avrupa Kadın Lobisi Türkiye Koordinasyonu / Dış İlişkiler Koordinatörü Dr. Selma ACUNER de 4 bin örgütün oluşturduğu bir çatı örgüt olarak özellikle kadınların siyasette etkisinin arttırılması için çalıştıklarını söyledi. “Adalet, eşit olmayanlara eşit muameleyle değil, eşitsizliği gören muameleyle sağlanabilir” diyen ACUNER, “Yasalar önünde kadın erkek eşittir yazdığını, ancak bunu sağlamak için özel önlemler gerekebilir” ifadesini ekletmek için çaba gösterdiklerini söyledi.
2022 yılında Ocak ayında 26 kadın cinayeti, 28 şüpheli kadın ölümü olduğunu, Şubat ayında ise 23 kadın cinayeti, 21 şüpheli kadın ölümü olduğunu söyleyen ACUNER, “Portekiz’de 3 ayda 11 kadın ölünce ülkede yas ilan edilmişti. Neredeyse bizim her günümüz yas” dedi.
Parite yasasının önemine dikkat çeken ACUNER, “Eşit temsil ve eşit katılım olarak tanımlanabilecek parite yasasının her alanda, siyasette, kamu ve özel sektörde uygulanmasının altını çizdi. Siyasette kota yerine parite yasasının çıkarılıp uygulanması gerektiğini söyleyen ACUNER, “Çünkü kota insiyatifle oluyor, parite yasası ise bağlayıcı olarak kadın hakkını güvenceye alıyor” dedi. Fransa’daki parite yasasından örnekler vererek mali yaptırım uygulamaları neticesinde seçimlerde kadın sayısının arttığını söyledi.
ZEYTİNCİOĞLU: “Türkiye’de kadının adı yok”
Sodexo Yerinde Hizmetler Türkiye CEO’su Ahmet ZEYTİNOĞLU ise sözlerine şirket yapısı ve çalışma prensibini anlatarak başladı. Şirket olarak Türkiye’nin görüntüsünü yansıttıklarını söyleyen ZEYTİNOĞLU, “Pandemi Türkiye’yi ne kadar etkilediyse bizi de o kadar etkiliyor. 81 ile hizmet sunan bir firma olarak küçük bir Türkiye örneğiyiz. Tek ayrıldığımız nokta, Türkiye’de kadının adı yok ama bizim şirketimizde var” dedi.
Şirkette yürüttükleri kadını gözeten politikaları anlatan Zeytinoğlu, “Türkiye’de de kadının adı olur, bunu istemek yeterli. İstedikten sonra toplumsal cinsiyet eşitliği hızla tesis edilebilir” diye konuştu.
Sektöre 2014 yılında girdiğinde sektörün erkek egemen olduğunu söyleyen ZEYTİNOĞLU, “Şirket bünyesinde kadın oranımız yüzde 38 idi. Bugün yüzde 48’e yükselttik” dedi. Meslek Liseleri ile protokol yaptıklarını söyleyen ZEYTİNOĞLU, “Eskiden kadın aşçıbaşı neredeyse yoktu. Okullarla protokoller yaparak kadın aşçı yetiştirmeye çalışıyoruz. Bugün 2400 kız öğrenciye bu yolda destek olduk.” diye konuştu.